İdris Topçuoğlu: Okullarda kardeşlik iklimi inşası
Eğitim, insanı
dönüştüren kudretli bir iksirdir ve bu iksirin damıtıldığı yer okullardır. Nasıl
bir toplum hayal ediyorsak o toplumu şekillendiren okullarımızı, o hayalin
izinde inşa etmeliyiz. Okullar, genç zihinlerin hayatı prova ettikleri mekânlardır.
Gençlik, bu kurumlar eliyle kendi potansiyelinin farkına varır, karakterini
kazanır ve büyük oranda kimliğini oluşturarak hayata katılır. Aileyle başlayan
bu süreçte, okullar eliyle bir neslin değerler dünyası oluşur ve davranış
kalıpları şekillenir. Âdeta hayatın prova edildiği okul sahnesinde öğretmenler,
yöneticiler, arkadaşlar, diğer tüm çalışanlar ve anne babalar en etkili
oyunculardır. İşte tüm bu oyuncuların oluşturacağı okul iklimi, çocuklarımızın
yetişmesi ve toplumun dönüşmesinde kritik rol oynamaktadır.
Rekabetin
desteklendiği, birbirine üstün gelmenin ön plana çıkartıldığı bir anlayışla
oluşturulan bir eğitim iklimi ne yazık ki kardeşlik ve dostlukla donatılmış bir
dünyayı kurmada yetersiz kalacaktır. Bu iklimde yetişen bir nesil paylaşma,
dayanışma, diğerkâmlık ve merhamet gibi değerleri hayatlarına dolayısıyla
hayata egemen kılmakta eksik kalacaktır. Böyle bir kültürde eğitim hayatını
tamamlayan bir nesil, rekabetten doğan hırs, birbirine üstün gelme sevdasıyla
daha fazla zulüm ve düşmanlık oluşturacak ve dünyayı çok geniş kitleler için
yaşanılmaz hâle getirecektir. Son günlerde açıklanan bir raporda da ifade
edildiği üzere dünyadaki yüzde birlik bir azınlığın dünya varlıklarının yüzde
kırk üçüne sahipken yaklaşık iki milyar beş yüz milyon insanın yoksulluk
sınırının altında yaşaması, mevcut eğitim ikliminde yetişen nesillerin dünyada
oluşturdukları manzarayı çok güzel resmetmektedir.
Okullar toplumun
aynasıdır. Okullar sadece bilgi ve beceri aktaran yerler değildir. Bir toplumun
mevcut durumunu ve geleceğini gösteren canlı organizmalardır. Bu açıdan
okullar, toplumsal değerlerin, davranış kalıplarının ve beklentilerin bir
nesilden diğerine aktarıldığı ana araçlardır. Çocuklarımızın okullarda yaşadıkları
durumlar, onların hayat tarzlarına ve olaylara verecekleri tepkilerine yansır.
Eğitim hayatı boyunca merhamet, dayanışma, adalet, samimiyet, fedakârlık
iklimini yaşamayan bir çocuğun aile hayatında da iş hayatında da toplumsal
rollerinde de bu duyguları yaşatması ve yaşaması uzak bir ihtimaldir. Zira
çocuklarımızın okulda bulundukları yaş dönemleri, kimlik ve karakterlerinin
oturduğu davranış kalıplarını kazandıkları en kritik yaş dönemleridir.
Çocuklarımız ve
toplum için ideal okul iklimini oluşturabilmek adına okulun tüm paydaşlarına
önemli vazifeler düşmektedir. Toplum olarak eğitimin temelinin öğretmenle
atıldığı ve her şeyin bir öğretmenle başlayacağı anlayışına yeniden yönelmemiz
gerekmektedir. Hocasının atının ayağından sıçrayan çamurun bulaştığı kaftanıyla
gömülmek isteyen bir padişahın hocaya, dolayısıyla eğitime duyduğu saygıyı
yeniden kuşanmak zorundayız. Eğitime ve öğretmene böyle bir tutkulu yaklaşım,
okullardaki pozitif ruh hâlinin oluşmasında birinci etken olacaktır.
Bu bakış açısıyla yönetilen
okullardaki yöneticiler; insanlar dudaklarınızı değil, adımlarınızı takip eder
bilincinden hareketle merhametin, şefkatin, adaletin, çalışkanlığın en nadide
örneklerini kendi davranışlarında sergilemelidirler. İstediği değişim ve dönüşümün
ete kemiğe bürünmüş hâli olarak sergileyecekleri örneklikle okulun tüm
paydaşlarına doğru mesajları vermelidirler. Okumayan bir yönetici, okumayan
öğretmenleri ve öğrencileri olduğunu bilmelidir. Çalışkan olmayan bir
yöneticinin benzer şekilde çalışma arkadaşlarına sahip olacağına inanması
gerekmektedir. Yöneticiler, her bir çalışanına ve öğrencisine adaletle
davranmadığı, ilgisini ve takdirini dengeli sunmadığında okulundaki sınıflarda
ve öğrencilerde bunun yansımalarının görüleceğini bilerek hareket etmelidirler.
Sabah çocuğunu okula, dualarla ve bin bir özenle yollayan anne babanın özverisi
ve heyecanı taşıyan bir yönetici o çocuğu okul kapısında karşılayarak onlara
duyduğu sevgi ve ilgiyi hissettirmeli, ailelerin bu heyecanına ortak olmak
suretiyle çocuklarda ve velilerde muhtaç olduğu saygınlığı doğurmalıdır.
Öğrencilerine bu
duyguyla yaklaşan yönetici, öğretmenlerinin en büyük destekçisi olmak
durumundadır. Onların eğitimi en iyi şekilde yerine getirmesi için bir dağ gibi
arkalarında durmalı, ekiplerinin kendilerinden iki şeyi, yani ilgi ve takdiri
onlara cömertçe sunmalıdır. Oluşturdukları okul kültürüyle en zor şartlarda
bile başarıyı yakalayan yirmi okul müdürüyle yapılan bir araştırmada okulda
pozitif bir atmosfer oluşturarak, öğrencilerin iyi bir eğitim almalarını
sağlayan bu yöneticilerin dört ortak özelliği tespit edilmiştir. Bu özellikler,
çocukları çok sevmeleri, şikâyet eden ve mazeret üreten bir dile sahip
olmamaları, mesuliyet bilinçlerinin yüksek olması ve okul içi ve dışındaki
kişilerle iletişimlerinin olumlu olması olduğu görülmüştür. Yöneticiler
girdikleri yere kendi iklimini götürür ve onlar okulun kalbi mesabesindedir. Bu
araştırma sonuçlarının da gösterdiği üzere ideal bir eğitim ortamının
oluşmasında yöneticinin duygu dünyası önemli bir belirleyicidir.
İdeal okullardaki
ideal yöneticilerin oluşturduğu iklimde öğretmenler, “Talebe evlattan evladır”
anlayışıyla çocuklarına yönelecek ve onları bağrına basacaktır. Öğrencilerinin
her birini değerli görüp ilgisini hepsine cömertçe sunacaktır. Anne babanın
evde başlattığını öğretmen okulda devam ettirecek, okulda öğretmenin
sürdürdüğünü anne baba evde tamamlayacaktır. Eğitimin tüm tarafları çocukların
en güzel yetişmesi uğruna rekabete anlayışına göre değil, dayanışma kültürüyle
hareket edecektir. Haklı olmak ve bunun uğruna cedelleşmek değil, toplumun
geleceği ve çocuklarımızın ruh sağlığı uğruna en doğru olanın yapılması için
herkes birbirinin işini kolaylaştıracak, yükünü hafifletecektir.
Öğretmenlerinin ve ailelerinin bu iş birliği ve titizliği öğrencide saygı ve
layık olma duygularını uyandıracak, onların öğrenme azmini tetikleyecektir.
Öğretmenlerin
meslekleriyle ilgili adanmışlıkları, gayretleri ve vazife aşkıyla gösterdikleri
örneklikler gölgesinde yetişecek öğrenciler, benzer ahlâkı kuşanacak ve bunları
hayatlarına yansıtacaktır. Öğrencilerin zaman kaybı yaşamaması için,
teneffüs zili çalarken onlara bir kelime daha öğretebilmek için zamanı iyi
kullanıp silgi yerine ceketinin koluyla tahtayı silerek dersine devam etme
azminde olan Mahmut Bayram Hoca, öğrencilerinin duygu ve düşünce dünyasında pek
çok güzelliğin tohumlarını ekmekteydi.
Türkiye’nin en zor
yıllarında sabahın erken saatlerinde okula gelerek öğrencilerine “Evladım hat
dersi almak isteyenler, dersler başlamadan yarım saat önce gelirlerse ben
onlara yardımcı olurum” diyerek ihtiyaç duydukları mürekkep ve kamış kalemleri
de alıp ilgili öğrencilerine karşılıksız destek olan Hüseyin Karagöz Hoca’nın
bu davranışının sınıfında ve okulda oluşturduğu iklimde yetişen öğrencilerin
bir ömür bu iklimin güzel esintilerini hayata yansıtacaklardır.
İdeal okul
iklimindeki öğretmenler, birlikte görev yaptıkları meslektaşlarını birbirine
rakip görmekten öte birbirinden öğrenen ve en iyi uygulamaları öğrencilerine
sunmak için iş birliği hâlinde çalışan bir kardeşlik ikliminde görevlerini yerine
getireceklerdir. Birbirleriyle değil, sadece kendi geçmişleriyle, kendi
dünleriyle rekabet edeceklerdir. “Müminler birbirine karşı son derece
merhametlidir” ayetinin ışığında bir meslektaş bağlılığıyla mesleklerini ifa
edeceklerdir. Mahir İz’in bir dönem öğretmenlik yaptığı okulda kendisinden
yaşça büyük olan ve çok takdir ettiği bir öğretmen arkadaşının nöbet tutamaması
dolayısıyla okuldan ayrılmak durumunda kalmasının önüne geçmek için okul
yönetimiyle görüşerek o hocanın nöbetlerini de üstlenmesi karşılığında o hoca
arkadaşının okulda derslere devam etmesi ve öğrencilerin ondan istifadesini
sağlaması örneğinde olduğu gibi öğrencilerinin iyi oluşu ve eğitimi için
üstlerine düşen vazifeleri çekinmeden yerine getireceklerdir. İşte bu
karşılıklı anlayış ve üstün fedakârlığın var olduğu böylesi bir okul ikliminde
yetişen nesiller, benzer örnek davranışlara sahip olacaklar ve bunları hayatın
farklı kademelerinde, üstlendikleri rollerde uygulayacaklardır.
İdeal bir okul
ikliminde yetişen öğrenciler birbirinin önüne geçen, birbiriyle yarışan değil;
hadislerde de ifade edildiği şeklinde birbirini yıkayan iki el gibi olacak ve
birbirlerinin yükselmeleri ve iyiliği için her türlü dayanışma içerisinde
bulunacaklardır. Paylaşmayı okulda öğrenecek, komşusu açken tok yatmamanın ilk
tecrübelerini aile ve okul iş birliğiyle gerçekleştirilecek pek çok proje
vasıtasıyla tecrübe edecektir. Kış geldiğinde öğretmenlerinin öncülüğünde hazırladıkları
iyilik projeleriyle yakınlarından başlamak suretiyle semtlerindeki ihtiyaç
sahiplerinin yardımında kendilerini bulacaklardır. Dünyanın meselelerine
duyarsız kalmamayı, okulda gerçekleştirecekleri çalışmalar vasıtasıyla
öğrenecek, bu konuda eyleme geçmek için kendi çaplarında çalışmalar
yapacaklardır. Böyle bir okulun temizlik görevlisi, geleceğin Gazali’sinin
sınıfını temizlediği ve servis görevlisi istikbalin Aziz Sancarlarını, Selçuk
Bayraktarlarını taşıdığı bilincinde olacak. Onların bu bilinç ve niyetleri,
işlerinde gösterdikleri özene yansıyacaktır. Bu özen ve güzel duyguların
oluşturduğu iklim, öğrencilerde vefa duygularını, bu anlayışa layık olma
hislerini coşturacak, benzer davranış kalıplarını hayatlarına aksettirmelerine
vesile olacaktır. Böyle okul ikliminde üst sınıflardaki öğrenciler, alt
sınıflardaki kardeşlerinin abisi ya da ablası olacak, onların her daim en iyi
destekçileri olacaklardır.
Tüm bu uygulamalar ve
daha farklı yaklaşımlarla oluşturulacak okul atmosferi, öğrencilerin ruhsal
sağlığına katkı sağlayacağı, doğru davranışları edinmelerine vesile olacağı
gibi onların akademik başarıları için de daha iyi fırsatlar sunacaktır. Pek çok
bilimsel araştırma, oluşturulan okul atmosferi ile öğrencilerin eğitim
başarıları arasında olumlu bir ilişkinin olduğunu ortaya koymaktadır. Pozitif
bir okul iklimi, öğrencilerin başarılarını arttırmakla kalmayıp aynı zamanda
onların toplumda sorumlu ve duyarlı bireyler olmalarını sağlayacak bir temel
oluşturur. Bu iklimin oluşturulmasında öğretmenlerin, yöneticilerin ve
ailelerin yanı sıra tüm toplumun katkısı büyük önem taşır.
İdris Topçuoğlu