İbrahim Tenekeci: Hayat beklenmedik bir şeydir
Güzel
Arkadaşım,
Samimiyet
riyaya, nezaket nobranlığa, istikamet omurgasızlığa, asalet bencilliğe, cesaret
korkaklığa, derinlik sığlığa, incelik kabalığa, iyilik nankörlüğe, güzellik
çirkinliğe, sahicilik sahteliğe, içtenlik yapmacıklığa, dostluk düşmanlığa,
doğruluk eğriliğe karşı daima üstün gelmiştir. Hikâyenin başlangıcına değil de nihayetine
bakmak gerekir. Kara bulutlar güneşe ne yapabilir?
Üslup
sahibi olmak, bir bütün hâlinde yaşamaya özen göstermek demektir. Bir öyle bir
böyle, bir ondan bir bundan olmaz. Ahlâklı lakin kaba; bu iki hâl bir araya
gelemeyecek kadar birbirine uzaktır.
Kurduğunuz
ilişkiler ağı sayesinde sizden daha kabiliyetli, gayretli ve hünerli bir
insanın bir müddet önüne geçebilirsiniz. Fakat yalanla nereye kadar
gidilebilir? Meziyet ve çalışkanlık, vakti geldiğinde her türlü hileyi, hasedi,
husumeti, kayırmacılığı ve yok sayılmayı sıfırla çarpacak kuvvettedir. Gerçi şu
da var: Gönlümüz yorulduğunda gözümüz hiçbir şeyi görmez olur. Yorgunluk
geçince veya hafifleyince mutlaka görmemiz gerekenleri kaçırdığımızı, hatta
kaybettiğimizi anlar ve üzülürüz. Gönül yorgunluğunu azaltmanın bir yolu da
kendimize iyi gelecek meşgaleler bulmaktır. Dalıp gidebileceğimiz. Olanı en
azından bir süreliğine unutabileceğimiz. O ilk etkiyi kalıcı hasar almadan
atlatabileceğimiz.
Hayat
beklenmedik bir şeydir. Karşımıza çıkacak yahut çıkarılacak olanları bilme
imkânımız ne yazık ki yok. Neye maruz kaldığımızı ancak belli bir zaman sonra
anlayabiliyoruz.
Unutma:
Meşakkatli dünya yolculuğu, sadece güzel bir gayeyle anlamlı ve çekilir hâle
gelir. Gaye, gayreti de beraberinde getirir. Ne şifalı sözdür bu: Ha gayret!
Sevgili
Arkadaşım,
Hep
kötülere denk gelmekten şikâyet edilir. İnsandan anlamak nasıl da mühimdir. İyi
insanlar hayatın her yerinde vardır. Asıl marifet, iyileri bilmek ve bulmakta.
Önce onlarla ilgili olumsuz kanaate sahip oluruz. Az konuşan. Bakışlarını
kaçıran. Bir gölge gibi yanımızdan sessizce geçip giden. Çekingen. Tedirgin. Temastan
sakınan. Evvela “kendini beğenmiş” deriz, “kibirli” hatta. Sonradan anlarız
öyle olmadığını.
İyi
insanlar aklımızdan ziyade kalbimizi çalıştırır. Hayatımıza dokunur, katkı
sağlar. Onların sayesinde aziz hatıralarımız olur.
Sevgi
sebat eder. Zorluğa ve yokluğa dayanıklıdır. İyilik üzerine kurulmuş zarif
dostluklar da böyledir.
Unutma:
Hayatımıza giren iyiler aydınlık bir hatıraya, kötüler ise pişmanlık dolu bir
hataya dönüşür.
Canım Arkadaşım,
Gençlik
çağları bulmakla, olgunluk dönemi aramakla geçer. Şimdi nerede, ne hâldesin?
Bulduklarını bırakmaya mı hazırlanıyorsun? Demek ki kıymetli bir çabanın
içindesin.
Artık
biliyorsun: Bizzat hayatın kendisi ölüme sebebiyet veren bir şeydir. O hâlde
kalan ömrünü geçen ömründen kurtarmaya bak. Evet, yorgunsun. Bu senin gerçekten
de yaşadığını, hayatta olduğunu göstermez mi? Yeniden başlamak için ne güzel
neden.
Aldığımız
kimi yenilgi ve kayıpların asla telafisi yoktur. Bunu kabullenmeyen, elinde kalanları
da kaybedebilir.
Unutma:
Bazı şeyler ustalık değil, acemilik ve şaşkınlık gerektirir. Çok şükür; dünyanın
acemisi olmak, bizi dünyalı olmaktan koruyor.
Candan
selam ederim.
Hasretle
ve hürmetle.
İbrahim Tenekeci