Halil İbrahim İzgi: Filistin için yapmamamız gerekenler
Saldırganlık, katliam hepimizi üzdü ve harekete geçirdi. Bildiklerimizi hatırladık, bilmediklerimizi öğrendik. Normal bir süreç yaşamadığımız için bazı durumları not almamız gerekiyor. Birçok kişi Filistin için yapmamız gerekenleri yazdığı için farklı bir yönüyle ele alayım dedim. Liste oluşturdum ve başladım Filistin için yapmamamız gereken şeyleri yazmaya. Bu listeye kendi maddelerinizi de ekleyebilirsiniz. Katılmadığınız maddeleri çıkarmak da serbest ama mutlaka yapılmayacaklar listeniz olsun.
Acımak: Filistin’e acıyan gözlerle bakmayın. Onlar için üzülebilirsiniz ama acınması gereken onlar değil, onların dışında kalan herkes. Dünya üzerinde en son acınacak kişiler Gazzeliler olabilir. Metanet, gayret, tevekkül. Bunları kuşanmış kişilere acımak doğru olmaz.
Kendinizi kurtarıcı olarak görmek: Filistin’in yaşadığı problemler için kendinizi veya içinizde bulunduğunuz grubu kurtarıcı olarak görmeyin. Filistin’in kurtarıcıya değil, kendisiyle birlikte olacak seslere, yüreklere ihtiyacı var. Mutlaka bir kurtarıcı aranıyorsa bu ancak birlik ruhudur.
Daha önce denenmiş ve başarısız olmuş yöntemleri ısrarla tekrar etmek: Filistin için imza kampanyaları, hiçbir işe yaramayan kınama metinleri gibi şeyleri tekrar etmenin pek anlamı yok. Filistin konusunda duyarlılığı olmayan kişileri bizimle saf tutmaya çağırmak da bunlardan biri. Gereksiz girişimlerle vakit kaybetmek yerine çözüme odaklanmak yerinde olacaktır.
Kendi şahsi PR’ınız için tepe tepe kullanmak: Kendinizi Filistin’in kurtarıcısı (!) olarak ilan ettikten sonra bunu artık sürekli kendi etrafınızda dönmesi gereken bir konu olarak kabul etmeyin. Etrafınızdaki insanları sıkabileceği gibi Filistin için de bir gram faydanız olmayacaktır. Bunun yerine biraz susup dinlemek faydalı olabilir.
Durmadan ağlamak veya ağlamaya teşvik etmek: Filistinlilerin çoğu, insanların onlar için ağladığından daha az ağlar. Ağlamak temel olarak bir duygu aktarımıyken bunda ısrar etmek “Ben Filistin için ancak mızmızlanabilirim, benden bir fayda gelmez” demenin farklı bir biçimidir.
Başkalarının yaptığı eylemleri yetersiz görmek: Boykot başta olmak üzere herkes farklı yöntemlerle Filistin’e destek olmaya çalışıyor. Bunları küçümsemek büyük hata olur. Benimsemediğimiz destek yöntemleri olsa da anlamaya çalışmak ve saygı duymak gereklidir. Farklı düşünebiliriz ama bu farklılıklar ayrıştırma sebebi olmamalıdır.
Filistin için yaptıklarınızı yeterli görmek: “Filistin için elimden başka ne gelir, başka neler yapılabilir” düşüncesini aklımızdan çıkarmamalıyız. Sürekli olarak yeni yöntemler denemek veya ortaya çıkan yeni yöntemlerin başarısı için destek vermek hem bakış açımızı zenginleştirecek hem de dayanışmanın bereketiyle buluşturacaktır.
Sivil toplum kuruluşu kalıpları içinde düşünmek: Sivil toplum kuruluşları, belirli yöntemlerle belirli hedeflere ulaşmayı denerler. Buna saygı duyun ama insan olduğunuzu unutmayın. Kurum değil, insansınız; bir kurum gibi tepki vermeyin. Bu sayede sevdiğiniz kurumların toplumla bağının güçlendirilmesine katkı sunabilirsiniz.
Filistin hakkında bilmeden konuşmak: İyi niyetli olsanız bile Filistin hakkında bilmeden konuşmak fayda yerine zarar getirir. Yanlış ve önyargılı bilgilerin düzeltilmesi fazla zaman alır. İki kulağımızın ve bir ağzımızın olduğunu unutmayalım. Kulaklar öğrenmemiz içindir.
Filistin hakkında her şeyi bildiğinizi iddia etmek: Emin olun ki hiç kimse Filistin hakkında her şeyi bilemez. Bu nedenle her şeyi bildiğinizi iddia etmeyeceğiniz gibi bunu iddia eden kişilerin etrafından uzaklaşın.
Filistin’in özgürlüğü için sihirli formüller üretmek: Metotlu çalışmaktan daha sihirli bir formül yoktur. Daha sihirli olansa daha fazla çalışmak ve enerjimizi birbirimizle didişmeye vermemek olacaktır.
Filistin’in sadece Filistin’den ibaret olduğunu düşünmek: Filistin bir insanlık meselesidir. Filistin’i sadece Filistinliler etrafında düşünmek zamanla yabancılaşmayı ve yorgunluğu beraberinde getirir. Filistin hepimizindir.
Sadece maddi yardım yapmakla Filistin için her şeyi yaptığını düşünmek: Filistin’in maddi yardımlarımızdan fazlasına ihtiyacı var. Şu anda ulaşmayan maddi yardımlarla onlara destek olamayız. Dolayısıyla elimden gelen sadece bağış yapmak demek kefen parasını karşılamakla eş değer olabilir.
Suçu sadece Siyonistlere atmak: Siyonistleri azdıran ve destekleyenleri görmezden gelmek bizi çözümden uzaklaştırır. Kendi tembelliklerimiz, Batı dünyasının bitmek tükenmek bilmeyen desteği ve elbette her fırsatta ayrışma tuzağına iştahla düşen Müslümanlar da suçludur.
Umutsuzluğa düşmek: “Öldük, bittik, yandık. Bizden adam olmaz.” Bunu diyenlerle vakit kaybetmeyin. Muhtemelen derin bir bunalımın içindeler ve sizi de içine çekmeye çalışıyorlar. Neşe bir direnme biçimidir. Daima enerjik, pozitif ve çözüme yönelik çabalara devam etmeliyiz.
Sadece edebiyatla özgürlüğe kavuşmayı beklemek: Filistin için yazılan her satır çok önemli. Her şeyi satırlardaki kelimelerden beklemek çok yanlış. Söz, eyleme davet etmiyorsa ancak müsekkin bir maddedir.
Filistinlilere iftira atmak: Özellikle topraklarını sattıklarını veya Osmanlı’ya ihanet ettiklerini söyleyenleri susturun. Çünkü bunlar apaçık iftiradır. Çanakkale gibi, Kut gibi önemli zaferlerden biri olan Gazze Muharebelerini öğrenin ve Çanakkale’deki Gazzelileri hatırlayın.
Filistin
hakkında susmak: Bıkıp susmamızı istiyorlar. O zaman konuşmaya devam etmeliyiz.
Konuşanları dinlemeli, bilmediklerimizi öğrenip hür Filistin için meydanı boş
bırakmayalım.
Halil İbrahim İzgi