Tayfun Doğan ile Söyleşi:
İlk
şiir kitabınız Dünyaya Misafir yayınlandı,
hayırlı olsun. Duru bir anlatım karşılıyor bizi, hızla azalmanın karşısında her
şey ritmine uygun bir yavaşlıkla ilerliyor. Kelimelerle olan bu bütüncül temas
nasıl başladı?
-Teşekkür ederim. Kalbimin en
derininde yatan şeyi çekip çıkarmak istediğimde kelimelere olan ihtiyacımı fark
ettim. Bunun artık bir mecburiyet olduğu daha ortaokul yıllarıma, kendime
söylemeye bir türlü cesaret edemediğim günlere rastlar. Bir de şuna çok
inanırım, her şair en çok kendisiyle yaşar. Bunun, kelimelerle irtibatını varın
siz düşünün.
Hep
Aynı Rüya adlı
şiirde bir gerçekle yüzleşiyoruz; mesnedini kaybetmenin insanda bıraktığı o
boşluğa itiraz ediyor Şair, okuru bir hizaya çekip soruyor: Söyle, ey meçhul kalabalık nereye? Kalabalık yol alırken şair kendini nereye
dâhil ediyor?
- Hep Aynı Rüya’yı
görmüş biri için rüyanın kendisi nedir ki? İçim, öyle kalabalık ki onları
bırakıp bir yere gidemiyorum…
Şiirin
hayatınızdaki karşılığı nedir?
-Şairi şiirinden ayırmadığım için şiir neyse şair odur.
Yani özne veya nesne olarak ayırt etmiyorum. İkisi tek karakterdir benim için. Belki
diğer sanat dalları için bu geçerli olmayabilir ama ben zaten şiiri, daha ilk
cümlede bütün sanatlardan ayırmış oldum. Şiirle kurduğum ilişkiyi hayatımın
hiçbir anında yanımdan ayırmadım. Şairlerin belirli bir fıtrat üzerine
doğduğuna inanırım. Elbette yaşantılar şiire giden süreci etkiler ama fıtrat, o
yolu çoktan hazırlamıştır. Böyle bir yol vardı önümde ve ben hâlâ yürüyorum.
Şiir
yazarken beslendiğiniz kaynaklar nelerdir?
-Büyük Türk Şiiri. Gelenek ya da modern olarak
değerlendirmek istemiyorum. Her şiir, dönemi için (buna ister divan ister
ikinci yeni deyin) kendisinden sonra gelenin var olmasını sağlamıştır. Bu
işleyişi sağlayan –bana kalırsa temel taşı, sosyal ve siyasal süreçler epey etkili
oldu. Gelenekten modern şiire çok uzun yıllar beslenmiş bir şiirimiz var. Bense
irtibat kurabildiğim, içine dâhil olabildiğim her şiiri okumaya gayret ettim. Hangi
şiirden ne ölçüde beslendiğimi okuyucunun merakına ve takdirine bırakıyorum.
Zeynep
Tuna