Biliriz ki yeryüzü dağlarla sabit kılındı.Dağlardaki yükseklik, fiziki uzaklık ve yer yer kırılmalar bir başka açıdan insanın kaderine de ortaklık ediyordu. Sisli dağlar, ayrılıkları, uzun yolculukları, aynı zamanda manevi bir yakınlaşmayı anlattı hep. İnsan başını pencereden her uzattığında dağlarla karşılaşmak istedi, çoğu zaman bir insana ’’dağ gözüyle’’ hep bu yüzden baktı.
TYB 2O2O Deneme Ödülü’ne layık görülen,
edebiyatımızın mahir ismi Dursun Çiçek,
Benim Dağlarım isimli eseriyle Muhit Kitap’ta yerini aldı. Bize dağlarla
kurulmuş dostlukları anlatan bu eser, aynı zamanda insan ve dağ arasındaki o
yakın gerçekliğe bir hamle mahiyetinde.
’’Bir
dağın insanı sevebileceğini, onun bir gönlü ve yüreği olduğunu, bir ruh ve mana
taşıdığını Peygamberimizin Uhud Dağı için söylediği “Uhud bizi sever, biz de
Uhud’u severiz” hadis-i şerifini işittiğimde anlamıştım. Dağların insandan önce
emanete muhatap olduğunu duyduğumda ise varlık-yokluk, canlı-cansız gibi
kavramların içi boşalmış ve âdeta yeniden dolmuştu.’’