Yeryüzünün en kadim, en ortak hikâyesi
düşüş. Tüm mitolojik
anlatılarda bir cennetten düşüş tasviri
var. Hepsinde oradan
dünyaya sürülüyoruz. Bir elmanın
hatırına kendimizi elma ağaçları
altında saban sürerken buluyoruz. Zamansız, acısız ve sonsuz çiçekli
o yeşil bahçelerden acının, aşkın ve kederin diyarına gönderiliyoruz.
Tevhid ağacının çocuksu kundağından,
bilgi ağacı uğruna
koparılıyoruz. Ve ömrümüz tekrar o
vahdet duygusunu ve
tamamlanmışlık hissini aramakla
geçiyor. Tanrıda bir kere daha
kaybolmanın yollarını arıyoruz. Fakat
kusursuz bir düşüş bu.
Kusursuzluk evreninden kusurun evrenine
kusursuz güzel bir düşüş.
Düşmenin bütün biçimlerini ezberleyene
dek düşüyoruz.
Kusursuz düşüşü bulana dek. Ve tam da
orada çiçekleniyoruz.
Düştüğüm her yerde çiçek açacağım.
*
Böyledir yaşam
düşersin yedi kez
kalkarsın sekiz kez.
*
Bir değil beş değil belki bin kere
Düştüm ibret aldım kalktım unuttum