Pek çok kültürde sayıların mistik bir yönü olduğuna
inanılır. Bir sayısı tekliği, vahdaniyeti simgelerken, kırk sayısının ise hikmet
barındıran bir yanı olup efsanelere konu olduğu ve bilhassa kırk yaşın insan hayatında
önemli bir süreci temsil ettiği bilinir.
Şüphesiz İslam mitolojisi, ilahi aşk, tasavvuf ve sevgili
gibi konuların bolca işlendiği Divan şiirinde sayıların da önemli bir rolü
olmuş, şairler belli bir estetik ve düzene tabi kalmışlardır.
Klasik Türk Şiiri alanında otorite isimlerden biri olan
Prof. Dr. Muhsin Macit, Muhit Kitap’tan çıkan Kırklar Divanı isimli
eserinde, otuz sekiz beyit ve iki gazeli merkeze alarak yazmış olduğu, geçmiş
ve günümüz arasında bir ayna vazifesi gören kırk denemeyi okuyucuya sunuyor.
Oturmuş bir üslup, zengin bir dil, yüksek bilgi ve işini severek yapmanın
muhteremliği Kırklar Divanı’nda
bir araya geliyor.
Eskiler çınar ağacının kendi kendine tutuşup içten içe yandığına inanırlardı. Bu yüzden çınar, eski şiirimizde sessiz ve derinden yanıp yakılan âşığın timsali olmuştur. Edhemi’nin ’’Yârin yolunda yanmayı öğren çınardan’’ mısrasındaki tavsiyesi, Nabi’nin ’’ Çınarın gönlünde gizli ateş gördünse şaşırma’’ diye gönlüne seslenişi bundandır.
Zeynep Tuna