İnsanına, tarihine, kültürüne dokunduğumuz, onunla
bütünleştiğimiz her coğrafya yıldızlara bir adım daha yaklaştırır bizi. Bir
başka dilde, bir başka hikâyede var olmak, aynı ruhtan üflenmiş olmanın insanı
insana yakın, bir o kadar da şifa kıldığını anlatır bizlere…
İnsanı anladığımız, gönülden gönüle o sarsılmaz köprüyü
kurduğumuz müddetçe zamanın akışına karşı durulmayı, dünya gözüyle bir daha
göremeyeceklerimizi, uzak ülkedeki yakın buluşmayla teskin ederiz.
Bütün eserleriyle Muhit Kitap’ta yer edinen Zeki Bulduk’un Evlat Babanın Sırrıdır isimli eseri Afganistan’da görevli iken yaşadıkları ve şahitliklerini içeren mektuplardan oluşuyor. Her mektup içinde ayrı bir hikâyeyi, tükenmeye en yakın anlarda umut kıvılcımının insanı ayağa kaldırdığı bir yeryüzünü anlatıyor.
Bir ah duydum, o sesin peşi sıra
gittim Afganistan’a. Ölümün vizesinin verildiği, pasaportun son kez tasdik
edildiği o ülkede Hacı Ata’yı dinlediğimde gözüm, kulağım, idrakim açıldı.
Dilim bağlandı
Zeynep
Tuna