Aynı yağmur, dört mevsimin aniden gelişi… Öyküler, saatin tik-takları gibidir. Zamanın içinde hızlıca akan o mekanik sesi duyabilmek için bir müddet durmanız, perdeleri aralayıp içeri sızmanız gerekir. Böylece o seslerin derinleştikçe nasıl notalara dönüştüğünü keşfederiz. İnsanın ihmalini, zaman geçtikçe önemini yitiren şeyleri, avuntuyu, veda cümlelerini o notaların bıraktığı boşlukta bizler doldururuz. Bir öyküye dâhil olmak, anlamsız görünen pek çok şeyin mekânda nasıl yankılar bıraktığını öğretir bize. En uç noktayı ararken saat vakitsizce çalar…
Öykü ve çevirileriyle Türk edebiyatında adından söz ettiren Selma Aksoy Türköz’ün yeni öykü kitabı Aynı Yağmur, Muhit Kitap’ta okuyucuyla buluşuyor. Öykülerindeki sade anlatım, titiz dil işçiliği ve kurgudaki kıvrak zekâsı onun Türk öyküsündeki yerini derinleştiriyor. Aynı Yağmur, birbirinden bağımsız on yedi öyküden oluşuyor.
Yağmurun şiddeti arttı
birden, bir yıldız söndü, bir çiçek kurudu, bir mermi atıldı, birilerinin ipi
çekildi bir yerlerde, bir bebeğin sesi kesildi, bir anne feryat etti ve yine
gök gürledi… Ve yine şimşekler çaktı… Öfkesi kamçılanmıştı yağmurun arka
sokaklarda cansız yatan bedenin üstüne yağarken. Aynı yağmurdu bu, şimdi
yerdeki küçük bedenin üstüne yağan.
Zeynep Tuna