İbrahim Tenekeci: Senden bir eser
1
İnceliğin, derinliğin,
güzelliğin, nezaketin ve kıymet bilmenin tadını bir kere alınca, bir daha ne
hayatımız ne insan ilişkilerimiz eskisi gibi oluyor. O güne kadar normal gelen
sözler ve davranışlar bile artık bizi rahatsız etmeye başlıyor. İşte burası
yeni bir dünyanın kapısıdır.
2
Kimi duygular geldiği gibi
gitmez. Geride büyük yıkımlar, derin hasarlar, silinmez izler bırakır. İlahî aşka yakın duran yüksek sevgi
de böyledir. Burası şikâyet ile memnuniyetin, variyet ile mahrumiyetin müşterek
makamıdır.
3
Sonradan anlıyoruz ki bazı
şeylerin herhangi bir yolu yoktur. Ararsın ama bulamazsın. Denersin fakat
başaramazsın. Düşünürsün lakin işin içinden çıkamazsın. Ne yapılabilir? Hiç.
4
Bize ferahlık veren, daima
güzel şeyler hatırlatan, yanında kendimizi kıymetli hissettiğimiz, huzur
bulduğumuz ve her şart altında güven duyduğumuz insanları daha çok sevmeliyiz.
Onları kaybedemeyiz.
5
Sevdiklerimizi sakınır,
onları korumak isteriz. İnsanın sevdiğine özen göstermesi, üstüne titremesi,
onu ayrı tutması güzel ve kıymetli bir şeydir.
6
Hayatımızı rehin verip
karşılığında bazı mecburiyetler alıyoruz. Bunun telafisi var mıdır? Yoktur.
7
İnsanın kendisine sürekli
ablalık veya ağabeylik yapması yorucu bir haldir. Mümkünse kendimizin arkadaşı,
akranı olmalıyız. Çünkü yalnızlık iyi bir şey değildir.
8
Her başarı, her takdir, her
şahsiyetli duruş, her kararlı adım beraberinde yeni düşmanlar ve düşmanlıklar
getirir.
9
Genç bir arkadaşımız tavsiye
istedi benden. “Sadece bir tane” dedi. Şunu söyledim ona: ‘Değerinizden şüphe
edilen yerleri hemen terk ediniz.’ Başkasına verdiğim bu nasihatin kendi
hayatımda herhangi bir karşılığı var mıdır? Bazen ne yaparsanız yapın
gidemezsiniz.
10
Bazı acemilikler gerçekten
de maharet istiyor. Dünya hayatı karşısında daima acemi kalan insanlara candan
muhabbet duyuyorum. Onlar, ilk feda edilen olma hakkından hiçbir zaman
vazgeçmezler. Bunun ne kadar kıymetli bir şey olduğunu gayet iyi bilirler.
11
Dikkatin rikkatle, iyiliğin
güzellikle, bilginin incelikle, aklın ahlakla tamamlanması, tahkim edilmesi
gerekiyor. Ahlaktan yoksun bir akıl, yalnız sahibine değil, başkalarına da
ciddi zararlar verir, veriyor.
12
Kimi insanlar hayatımızdan
bir rüya, bir vaha gibi geçer. Onların kıymetini ve neye karşılık geldiğini
sonradan anlarız.
13
Öğrenme
isteğinin cesaretle, bilginin dürüstlükle, yeteneğin şahsiyetle, sadakatin
kıymet bilenle, çalışkanlığın takdirle buluşması, dünyaya ve insana ait
güzelliklerin başında gelir.
14
Bollukta
şımarmayan, yoklukta şaşırmayan, zorlukta savrulmayan insanlar ne kadar
muhteremdir.
15
Sanat, insanın evvela
kendini arama çabasıdır. Bulmak yahut varmak değil, yolda olmak kıymetlidir.
Yol bizi terbiye eder. Derinlik ve olgunluk kazandırır.
*
Sanat, hayatın zorluğu,
insanın kabalığı ve zamanın yıkıcılığı karşısında dayanma gücü verir. Bazen bir
resim, bazen bir şiir sığınak haline gelir.
*
Şu modern zamanlarda,
insanları tanımak konusunda öğrenme güçlüğü yaşıyor olabiliriz. Edebiyat,
hayatı ve insanı daha iyi tanımamız için bize yardımcı olur.
16
Yazı yazgıdan gelir. Yazıyı kader olarak görmeyenlerin
yazdıkları fazla uzağa gidemez. Zamana karşı dayanıklı da değildir. Yazı
serüveni ancak bir gençlik hevesi olarak kalır. Çünkü edebiyat, uzun soluklu
bir yürüyüştür. Hem dert hem dirayet ister.
17
Rakam maddiyatı, harf
maneviyatı temsil eder. Rakam dünya, harf âlemdir. Rakamlar kafamızı, harfler
kalbimizi çalıştırır. Harflerin âlemine giren bir insan bir daha asla eskisi
gibi olamaz. Ağaçların kendi aralarında konuştuğunu duyar. Taşların da bir içi
olduğunu anlar. Dağların dilini kavrar. Yaratıcının bütün renk ve seslerini
ruhunda hisseder.
18
İyi ve güzeli kılavuz edinen
hüner, emekle buluşan yetenek, gösterişten uzak maharet, hürmetle birlikte
ilerleyen meziyet, sahibine yakışan kabiliyet ve bütün bunları tamamlayan
şahsiyet; derdimiz budur.
19
İnsan en güzel yıllarını
para biriktirmek için harcamamalıdır.
*
Hayatımız hırs, haset ve husumete feda edilemeyecek
kadar kısa ve kıymetlidir.
20
Yokuş çıkıyorum. Arkamdan
biri seslendi. Dönüp baktım. Yorulmuş, nefes nefese kalmış. Durdum, bekledim.
Geldi, koluma girdi. Yokuşu beraber çıktık.
İki insanın yokuşu beraber
çıkması, aralarında kalbî
yakınlığın oluşacağına ve meşakkatli dünya yolculuğunu birlikte
tamamlayacaklarına işarettir, deniliyor.
21
Saksılarımda birbirinden
nadir çiçekler vardı. Türlü zahmetlere katlanarak onları toplamıştım. Toprağına
kadar özenmiştim. İlk sene tüm güzellikleriyle kendilerini gösterdiler.
Sonra topraktan bildiğimiz
bitkiler de çıkmaya başladı. Onları koparmaya kıyamadım. Elim gitmedi.
Yaşasınlar, istedim. Hikâyenin sonunda, iyice çoğaldılar ve nadir olan bütün
çiçekleri yok ettiler.
Yaşantımız da böyle değil
midir? Sıradanlığa göz yumdukça, öyle kimseleri ve davetsiz gelenleri
hayatımıza doldurdukça kıymetli olanları kaybediyoruz.
22
Bir insanın kötülüğünü
istememek, iyiliğini istemek anlamına gelmeyebilir.
İbrahim Tenekeci